Kitap Yorumu || Vampir Akademisi (Vampire Academy Serisi # 1) - Richelle Mead

İlk iki kitabının filmi çekilmiş olup, dünyaca sevilen bir seri olan Vampir Akademisi Serisi ne ben de başlayayım dedim ve işte ilk kitabın yorumu:

Kitabın Adı: Vampir Akademisi

Alt Başlık: Vampire Academy Serisi 1

Yazar: Richelle Mead

Baskı Tarihi: Haziran 2013

Sayfa Sayısı: 376

Kitabın Türü: Roman, Fantastik, Edebiyat

Orijinal Adı: Vampire Academy

Çeviri: Yelis Üslü

Dil: Türkçe

Yayınevi: Artemis Yayınları

Lissa Dragomir, bir Moroi prensesi: 

Sihir dünyasıyla arasında kopmaz bir bağ olan ölümlü bir vampir. Vampirlerin en vahşisi ve en tehlikelisi, ölümsüz Strigoi'lerden her daim korunması gerek.

Lissa'nın en yakın arkadaşı Rose Hathaway'in damarlarında akan insan ve vampir kanının güçlü karışımı onu bir Dhampir yapıyor. Ve Rose kendini, arkadaşı Lissa'yı -genç kızı içlerinden biri yapmayı kafaya koymuş Strigoi'lerden- koruduğu 

tehlikeli bir hayata adamış.

Rose ve Lissa, iki yıl süren kaçak özgürlüklerinin ardından yakalanıyor ve Montana ormanlarının derinliklerine gizlenmiş Aziz Vladimir Akademi'sine sürükleniyor. Rose, Dhampir eğitimine devam edecek. Lissa da zaten elit Moroi toplumunun Kraliçe'si... Ve iki kız, Akademi'de yine birçok kalp kıracak.

Lissa ve Rose'un Aziz Vladimir'den kaçmasına sebep olan korkuydu. Evet, çünkü Akademi'nin demir kapıları ardındaki hayat, akıl almayacak kadar tehlikeli. Moroi'ler iğrenç ayinler düzenliyor ve onların bu gizli kapaklı doğası ve gece aşkı, sosyal karmaşalarla dolu enigmatik bir dünya yaratıyor. 

Rose ve Lissa, bu tehlikeli ortamda kendi yönlerini bulmak, yasak aşkın cazibesine karşı koymak ve Strigoi'lerin Lissa'yı sonsuza dek kendilerinden birine dönüştürmesine fırsat vermemek için sürekli savunmada kalmak zorunda! 

Yorumum: 

Öncelikle ben karakterleri bir tuhaf buldum ve Rose u çok sevdim. Hem çok eğlenceli, komik ve akıllı bir kız bence ama en çok da hoşuma giden yaşına uygun bir dampir kız olması (bu kurduğum en tuhaf cümlelerden biri). Lisa ise içine kapanık, güzel, fedakar klasik bir karakterdi. Entrikalarla dolu bir okul da cabası :D Kitabın eğlenceli bir tarafı da vardı kabul, ayrıca yazar kendine özgü bir vampir hiyerarşisi yaratmıştı ve başta anlamak zor da olsa alıştıkça belli bir mantığı da var. Bu arada bizim Rose 'un baba tarafının Türk olduğunu da söylemiş miydim? Evet tuhaf gelen bir gerçek ama imkansız değil. Başrol oğlanları ben çıkçası daha çok sevdim daha ilginçlerdi. Rus, içine kapanık ama  değişik bir adam olan Dimitri' yi halkın aksine ben sevemedim fazla. Yaşlı, uzun saçlı ve sıkıcıydı bence; ama onun aksine Mason -akıllı, eğlenceli, fedekar, sevimli ve en önemlisi de genç -bana kendini sevdiren bir karakterdi. Ama gelin görün ki Rose Dimitri hayran kulübünün en çatlak üyesi :D N'olmuş yani Dimitri daha çekici ve karizmaysa, Mason da eğlenceli ve Rose a körü körüne aşık -zavallıcık- . Diğer bir erkek karakter olan Christian ise benim en beğendiğim karakterdi açıkçası. Gizemli, acı bir geçmişe sahip olan, hiçbir şeyi ciddiye almayan, kedine has bir albenisi olan ve en önemlisi de kötü çocuk tarzındaki iyi adam rolünü üstlenmiş. Üstelik o da genç .Tamam bu genç olma klişesini daha fazla uzatmayacağım ^_^ .

İçeriği biraz kurcalamak gerekirse; bence Lisa karakterini fazla ön planda tutmuş yazar. Sürekli onun üstünden gelişen olaylar vardı ve bence hikaye her ne kadar ilginç olsa da biraz sıkıldım bu nedenle. Rose dan da sürekli çekici ve güçlü bir kız olarak bahsedilmişti ama neyse... Ama çok şaşırtıcı olaylar yoktu da demeyeceğim. Rose hakkında çıkan dedikodular, Lisa nın çevresinde sürekli birinin ölü hayvanlar bırakması, Bayan Karp ve Aziz Vladimir in de Lisa ile aynı şekilde iyileştirme büyüsü ve hayata geri döndürme işini yapabiliyor olmaları artı bir de insanları, Moroi (Vampirlere  verilen ad Lisa ve Christian da birer Moroi ve bunlar genelde kraliyetten oluyorlar) ve dampirleri (insan ve vampirlerin en iyi özelliklerini taşıyan melezler, Moroiler in aksine asil sayılmayıp aksine onları dışarıdan gelebilecek tehlikelere ve Strigoilere karşı korumak için gardiyanlıklarını yapıyorlar.Dimitri ,Rose ve Mason da dampir) hipnoz edebilmeleri zaten merakı ve gerilimi son derece arttırdı ama kitabın sonunda iyi kalpli, hasta, acıtasyonun babası olan Victor Dashkov un kendini iyileştirmek için Lisa yı kaçırmış olması ve bütün o tuhaflıkları saf görünümlü Natalie ye yaptırmış olması beni çok şaşırttı. Ben iktidar hırsı olan Mia dan şüphelenmiştim halbuki :) En büyük bomba da Natalie nin en son babası için Strigoi olmasıydı. (Strigoi kötü bir ruha sahip olan ve Moroi lerin kanıyla beslenen insan ya da vampir) Tabiki de öldü ve Victor da kaçtı ama ne olacak merak ediyorum açıkçası.

Kitabın sonunda asosyal ikilimiz Christian ve Lisa mutlu mesut bir şekilde birlikte olmaya başladılar. Ama maalesef Dimitri Rose u beğendiğini söylemesine rağmen ikiside Lisa nın gardiyanı olduğu için ve onun hayatını riske atmamak için Rose la asla birlikte olamayacaklarını gayet net bir şekilde belirtti. (Artı olarak aralarında ki yaş farkı da malum >:D )Ee zavallı Mason ında elleri boş kaldı böyle yarım bir şekilde bitti  yani anlayacağınız. İkinci kitabı da okumak gerek şimdi :D:D:D:D

Aaaa bu arada az daha söylemeyi unutuyordum [büyük ihtimalle artık daha ne diyeceksin be! diyeniniz vardır ama :):) ] Şunu da belirteyim kitabın filmindeki cast mükemmel olmuş herkes birebir uyuyor bence. Ama belki Lisa değişebilirdi ama Lucy Fry da çok kötü durmamış. En çok da Mason (Cameron Monaghan) ve Rose (Zoey Deutch) bu kadar uygun olabilirdi. Buradan onları da alkışlıyor ve sonunda yazımı bitirebilmeyi başarıyorum...

Puanım:

Bugün de hayatınızda bol bol hayaller ve kitaplar olması dileğiyle...

Bu yazıyı "birkitapolsam.blogspot.com" dışında herhangi bir blog/forum/internet sitesinde okuyorsanız, şahsımın bilgisi dışında ÇALINMIŞ DEMEKTİR!!!