Kitap Yorum || Kılıçlar ve Küller (Spartacus # 1) - J. M. Clements

Dizisiyle ve efsanesiyle hafızalara uzun süre iyi bir etki bırakan Spartacus efsanesinin ilk kitabı hakkında neler düşünüyorum bir bakalım isterseniz ama önce genel bilgiler:







Bazı efsaneler kanla yazılır...

Efsanevi bir gladyatörü yenerek şampiyon olan Spartaküs (Spartacus), köleleri tarafından öldürülmüş zengin bir adam için düzenlenen ölüm oyunlarında dövüşmektedir. Ancak sürüp giden kaosun ardında büyük bir mirasın olduğunu öğrenen Spartaküs, masum insanları korumak adına var gücüyle savaşır. Cinayet ve vahşetin kol gezdiği coğrafyada Spartaküs tüm bu hesaplaşmaların üstesinden gelebilecek midir? Daha da önemlisi, uzun zamandır izini sürdüğü kayıp eşine kavuşabilecek midir?

Kana bulanmış atmosferi, egzotik ilişkileri, zalimlik ve kahramanlık dolu hikâyeleriyle tüm dünyada büyük başarı yakalamış bir televizyon dizisi olan Spartaküs, üç kitaplık serinin ilki olan Kılıçlar ve Küller'de okurları arenanın bitmek bilmeyen kanlı savaşlarına ve insanı hayrete düşüren entrika dolu ilişkilere davet ediyor...

Hakkında: "Savaşın, iktidarın ve aşkın mücadelesi hiç bu kadar şiddetli, kanlı ve nefes kesici olmamıştı."
-Publishers Weekly-

"Arenanın vahşi kahramanlarına karışırken, sakinliğinizi korumakta zorlanacaksınız."
-The Daily Rotation-

"Spartaküs gerçek bir kahraman. Haklı mücadelesine tanıklık etmek büyük bir keyif."
-Booklist-

"Kılıçlar ve Küller, serinin şiddetli enerjisini başarıyla yansıtıyor. Okunmalı!"
-Horror Talk-

"Renkli karakterlerin bir palette birleştiği, okuyucuları bir sonraki bölüme ilerlemeye sevk eden şahane bir kitap. Bu birleşimi bir arada bulmak büyük bir hazine elde etmek gibi."
-The Daily Rotation-

Yorumum: 



Elbette böyle bir kitap için cicili bicili şeyler beklemiyordum amma ve lakin her ne kadar Roma tarihi gerçeği de olsa sürekli köle ve gladyatörlerin arenada sanki hiç canları yokmuş gibi efendilerinin onların ölümünden aşırı zevk alması bana biraz ağır geldi.E tabi herkes Spartacus gibi - nam-ı diğer Capua Şampiyonu - dövüş ustası değil.Aslanlarla dövüştürülmeleri ayrı bir dramdı zaten.Neyse bunların olması doğaldı çünkü bahsi geçen dönemde maalesef Roma böyleydi.Pardon düzeltiyorum Yüce, Şanlı Roma:D:D Bana ağır gelen kısımları vardı ve bence böyle şeyler olmasa da olurdu ne gerek vardı, buradan yazara sesleniyorum???
Neyse ana karakterimiz Spartacus (Trakyalı) nın efendisine sadakatle hizmet etmesinin tek sebebi çok sevdiği ama bilmediği bir yerde kölelik yapan biricik karısı Sura ya kavuşmaktır.Nasıl oluyo o diyeceksiniz, açıklayayım hemen.Bu efendisiyle bir anlaşma yapıyor sadık bir şekilde hizmet yaptığı sürece, efendisi de onun köle karısını adamlarına veya tanıdıklarına arattırıp, satın alcak.Zaten kitabın sonunda açık bir kapı olarak bıraktılar.Bir adam Sura yı o civara getirdi ve bunun Spartacus un efendisi olan Batiatus un hanesine gönderileceğini söyledi.ŞOK şok şok bitiş:) Ama her ne kadar bu hoş bir olay olsada gerçekten de türlü ve şoke edici entrikalar var.Yani totalde bakarsak başarılı işlenmiş, ama beni biraz aşmış ;)
-Puanım-







Bu yazıyı "birkitapolsam.blogspot.com" dışında herhangi bir blog/forum/internet sitesinde okuyorsanız, şahsımın bilgisi dışında ÇALINMIŞ DEMEKTİR!!!

Yorumlar

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *